Tekstilciler kur riskine karşı çözüm arayışında

'Döviz riskini iyi yönetmemiz lazım'

İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, "26 milyar dolarlık hareketli bir piyasada biz yüzde 5'lik bir oynaklığı bile hedge edemiyoruz. Bunu çoğaltmamamız, riski firmalara iyi anlatmamız lazım. Bundan sonraki savaşlar kur üzerinden olacak" dedi.

Tekstil sektöründeki döviz riski, Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) ile İntegral Menkul Değerler'in işbirliğinde, Kavram Meslek Yüksek Okulu'nda gerçekleştirilen toplantıda masaya yatırıldı. Moderatörlüğünü Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak'ın yaptığı “Forex Piyasasında Döviz Kuru Riski Nasıl Yönetilir?' konulu toplantıda, son dönemlerde iş dünyasını kaygılandıran Türk Lirası'nın aşırı oynak seyri ve etkileri ele alındı.

Daha önce İntegral Menkul Değerler ile EGD'nin yaptığı bir toplantıda tekstil firması yöneticilerinden gelen, "Pamuk alsaydım fiyat artışlarından etkilenir miydim?" sorusu üzerine, teknik detayların ele alınacağı bir toplantı düzenlemeyi uygun gördüklerini belirten Toprak, "Bu toplantılarda döviz riskinden nasıl korunacakları noktasından, firmalara bilgi verilecek. İlk tekstil sektörüyle başladık. İkincisi de gıda sektörü olacak" dedi.

Döviz kuru riskinin öneminin gün geçtikçe daha da arttığını belirten Celal Toprak, buna karşı firma yöneticilerinin "korunma yöntemi" arayışında olduğunu belirtti.

"Konut ve yapıda kriz yaşanacak"

Açılışta moderatör Celal Toprak'ın daveti üzerine "döviz riski" üzerine değerlendirme yapan Dünya Gazetesi yazarı Rüştü Bozkurt, "Konuşurken bütünü unutuyoruz. Orhan Pamuk'un bir sözü var, onu hatırlatmak istiyorum. Diyor ki, twitter yazılarından haber alırsınız ama düşünce geliştiremezsiniz. Günlük düşünüyoruz. Bankaların kârına aktifine bakıyoruz ama banka sisteminin işleyişine bakmıyoruz. Oysa banka kaynaklarının yapısını iyi analiz edilmeden döviz konusu anlaşılamaz. Kemal Derviş'ten sonra bankacılık sistemimizin sağlamlaştığınısöylüyoruz ama bugünlerde bankalarımız bir zayıflama döneminde, bunun görülmesi gerekir. Konut kredilerinde geri ödeme süreleri azalıyor. Bizim gibi ülkelerde geri ödeme süreleri 20 yılın altına düştüğünde kriz gelir. İstikrarlı ülkelerde bu 30 yıllara varır. Önümüzdeki dönem, konut ve yapı krizi yaşanacak" dedi. 

Gerçek istikrar için herkese görevler düştüğünü belirten Bozkurt, "Hepimiz defoluyuz, bunu ben söylemiyorum, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu söylüyor. Yunanistan'daki kitlelerin yanlışlara verdiği tepki kadar tepki veremiyoruz. Kayıtdışı  uygulamalarının çok olduğu bir ortamda, kitle desteğini sanayi için alamazsınız. Teşvik sisteminin gözden geçirilmesi gerekir. OSB'lerde arsanın metrekaresi 530 dolarlardan satılıyor, rant sağlanıyor" diye uyardı.

"Zarar, yönetilemeyen kur riskinden kaynaklanıyor"

Tekstil sektörü yıllardır dış ticaret fazlası veren Türkiye’nin en dikkat çekici sektörlerinden birisi olduğunu belirten İntegral Hazine Müdürü Niyazi Yılmaz, "Biz bugün kur riskini yönetmenin neden önemli olduğunu irdelemek istiyoruz. Türk Tekstil sektörü Avrupa'nın Çin'den sonraki en büyük tedarikçisi olarak öne çıkıyor. Sektör içinden analiz edildiğinde, Türk tekstil sektörü dünyada son derece önemli bir yere sahip. Ancak Finans çevresinden baktığınız zaman özellikle sektördeki kobi’lerin risk yönetimi açısından açıkları mevcut. Bu sektörde kur riskinin iyi yönetilmesi gerektiği gözüküyor. Sektördeki şirketler, kur riskini yönetmekten çok kur farklarından ne kadar kazanacağına bakıyor, fiyatlamayı bu riski gözeterek yapıyor. Fiyatı yüzde 10 artırarak bu riski tolere ettiğini düşünüyor. Oysa bu yöntem sağlıklı ve sürdürülebilir olmamakla birlikte yerli firmaları rekabetçi küresel pazarda zor duruma düşürüyor." diye konuştu.

KOBİ'lerin kur riski konusundaki algısına da değinen Niyazi Yılmaz, "KOBİ'ler kur riskini yönetmeyi büyük firmaların yapması gereken bir etkinlik olarak görüyor. Oysa bu çok zor olmayan, KOBİ sahip ve yöneticilerinin işinin bir parçası olan bir süreç" dedi.

Tekstil sektörü döviz kuru riski ile iç içe

"Tahmin edilemeyen kur değişimlerinin firma üzerine etkisinin kur riski" olduğu tanımı yapılan İntegral'in sunumunda da "spot döviz piyasasında kur riski yönetimi" üzerine bilgi verildi. Sunumda uluslararası ticaretin, rekabetin ve işlem hacimlerinin arttığı vurgulandı. Döviz taşıyan herkesin kur riskiyle karşı karşıya olduğu belirtilen sunumda,  "Tekstil sektöründe yer alan firmaların yarıdan fazlası dış ticaretle ilişkili. Tekstilde 26,5 milyar dolar üretim 11,6 milyar dolar ihracat sözkonusu. Sektörde en büyük ithalat Çin'den yapılırken, en büyük ihracat Almanya'ya yapılıyor. Tekstil sektörü, döviz kuru riski ile iç içe bir sektör. Oynaklığa karşı firmalar, Forex piyasasında risklerini hedge etmelidir" görüşü dillendirildi.

Toplantıda, 100 bin dolarlık işlemleri iki örnekle anlatan İntegral uzmanları şunları söyledi:
"Bir ay vadeli 100 bin dolarlık bir ithalat 2.0718 seviyelerinde işlemle yapılırsa, vade sonunda bunun 2.2510 seviyelerine çıktığı görülür. Burada 18 bin liralık bir TL hareketi var. Bu hareket yüzde 9'luk bir marja denk geliyor. İthalatın başlangıç maliyeti 207.180 TL iken, vade sonunda bu 225.000 TL'ye çıkıyor. Forex piyasasında 100 bin dolar için teknik olarak 1000 dolarlık bir teminat yeterli. Kur seviyesini sabitlemiş olursunuz."

"Kazandığımızı ağırlıklı olarak işimize yatırdık"

Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu (TMHGF) Başkanı Hüseyin Öztürk, sektörün durumunu anlattı. "Aldığımız sorumluluk çok fazla. İstihdamın ağırlığını biz taşıyoruz. Eğitimsiz binlerce insanı biz eğittik. Birçok kurum belli bir yere gelmişse sektörümüz sayesinde geldi" diyen Hüseyin Öztürk, "Her dakika dünyanın her yanından gelen seslerden etkilenerek bugünlere geldik. En çok biz etkilenmiş, en çok biz yatırım yapmışız. Yatırımlar yapmışız. Adam çalıştırıyorsunuz, maaşını ödemek zorundasınız. Sektör doğal kümelenmeyi oluşturdu, kamu bunun neresinde? Sinerji oluşumunda katkımız var. Özellikle turizm sektöründe, tanıtımlarda önemli rol oynayan sektörüz" diye belirtti.
Avrupa ile kültürel ilişkilere bakıldığında da tekstil ve hazır giyimin ciddi katkılarının olduğunu belirten TMHGF Başkanı Hüseyin Öztürk, "Bununla beraber sektörümüz KOBİ ağırlıklı bir sektör. Aile şirketlerinden oluşuyor. Ancak KOBİ yapıları Avrupa standartlarına uymuyor. Öz kaynak ağırlıklıyız. Kazandığımızı ağırlıklı olarak işimize yatırıyoruz" diye hatırlattı.

Sektörde yabancı sermayenin de yok denecek kadar az olduğunu belirten Hüseyin Öztürk, "Sektörün mağaza ayağında, son dönemlerde fon kaynaklı girişler yaşandı" dedi.
 
"Dövizle kumar oynuyoruz"

TMHGF Başkanı Öztürk'ün döviz riski üzerine yaptığı değerlendirmede ise, "Dışarıdan bakıldığında döviz attığında bizim kazandığımızı sanıyorlar. Oysa bizim bütün giderlerimiz Türk Lirası cinsindendir. Döviz hareketlerinin maliyetleri çok fazla. Bu yüzden aslında dövizimizi yönetmeliyiz, işletmelerimizi bu yönde yönetmeliyiz. Aslında şu an da biraz kumar oynuyoruz" diye belirtti.
Sektörde 2 milyon kişinin istihdam edildiğini ancak bunun tedarik kısmıyla 40 milyon nüfusa vardığını belirten Hüseyin Öztürk, "Bu sektör bu ülkenin kaynaklarıyla büyüyen bir sektör kesinlikle stratejik hale getirilmesi lazım. Otomotiv sektörüne baktığınızda montaj sanayi olduğunu görürsünüz, istihdam fazla yok. Ama bizim sektörümüz Anadolu'nun her yerinde herkese ekmek sağlıyor. Kamunun doğal kümelenme nedeniyle sanayicinin taşınmasına destek olması gerekir" diye konuştu.
 
"Üreticinin döviz riskiyle uğraşmaması lazım"

İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçılar Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi ise tekstil ve hazır giyimin birbirinden farklı olduğunu belirtirken, "Üstünden dikiş geçen sektör hazır giyimdir. Tekstil geçen yıl 9 milyar dolar ihracat, 10 milyar dolar ithalat yaptı. Hazır giyim ise 14 milyar dolar ihracat gerçekleştirirken, 2 milyar 700 milyon dolar ithalat yapmış. Dış ticaret fazlası veren bir sektör. Bu yılki beklentimiz 19 miyar dolarlık ihracat. Haliyle 13,5 milyar dolar katma değer yaratıyoruz" dedi.

Genel olarak döviz kuru riskinden koruma noktasında ülkede belli bir disiplin olmadığını hatırlatan Tanrıverdi, "Bazı firmalar forward kullanmaya başladı. Ama terse düştükleri de oldu. Bunda Anadolu'da bazı bankaların yanlış yönlendirmesi oldu. Biraz kumarbazlık ruhumuzdan kaynaklanan, artarsa kâr ederiz mantığıyla hareket ediliyor. Büyük işletmelerden bile döviz yükselirken kârdan zarar etmiş gibi üzülenler oldu" diye konuştu.

Forex piyasasıyla bir dönem kendisinin de ilgilendiğini belirten Hikmet Tanrıverdi, "Biz üreticiyiz, bizim üretim dışında döviz riskiyle uğraşmamamız lazım. Forex sadece işlem bazında düşünülmesi gereken bir şey. Riskinizi hedge ettiğinizde, çok daha avantajlı olursunuz. Kısa vadeli oynamalarda teminat dışına çıktığınızda borç ve alacak işlemlerini hedge eden firmaların daha fazla oranlarda işlem yapmaları gerekebilir" dedi.

"Yüzde 20'lik bir hareket olsa bu biraz ağır olur"

İHKİB Başkanı Hikmet Tanrıverdi, "26 milyar dolarlık hareketli bir piyasada biz yüzde 5'lik bir oynaklığı bile hedge edemiyoruz. Bunu çoğaltmamamız, riski firmalara iyi anlatmamız lazım" dedi.

Son dört-beş aylık süreç içerisinde Türkiye'nin kendi içindeki krizle beraber, uluslararası krizin de etkisiyle sektörlerin önünü göremez hale geldiğini belirten Tanrıverdi, "Türkiye gibi ülkelerde döviz hareketleri hiç bitmez. Bu yüzden döviz riski ile yaşamamız normal. Firmaların buna karşı önlem alması gerekir. Aslında biz üreticiyiz. Firma maliyetlerini TL bazında hesap edecek, onu dövize çevirecek. Onu hedge etmek için de forex işlemlerini yapacak ve ondan sonrasını düşünmeyecek. Bizim işimize odaklanmamız lazım" diye konuştu.

Enerji açığı yüzünden her yıl Türkiye'nin 50-60 milyar dolar cari açık vermek zorunda kaldığını belirten Hikmet Tanrıverdi, "Bir toplantıda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'a 300 milyar dolarlık dış borç gözüktüğünü hatırlattık. 100-150 milyar sıcak para vardı. 60 milyar dolar da cari açık veriyoruz. 5 yılda bunun 700 milyar dolara ulaşacağını belirtti. Türkiye'nin böyle bir gerçeği var ve bu halen de devam ediyor. İstikrarsız olan her ortamda herkes etkilenir. Yüzde 20'lik bir hareket olsa bu biraz ağır olur. Şu anda dış borç 600 milyar dolara da geldi. Yüzde 20, 120 milyar dolar eder. Bunu Türkiye'nin kaldırması mümkün değil bu nedenle kuru iyi takip etmek lazım" dedi. 

Bundan sonraki savaşlar kur üzerinden olacak

Döviz kurunun gerçek değerinde olmadığında sorunların olacağını hatırlatan Tanrıverdi, "Bundan  sonra Türkiye'nin döviz kurundaki yerini belli etmesi lazım. Reel bir döviz kurunu yaşamamız lazım. Bundan sonraki savaşlar kur üzerinden olacak. Gayrimenkul-emlak balonu patlayabilir. Hele Çin'in parasını devalüe etmesi tüm dengeleri altüst eder. Böyle bir ortamda sanayici olarak kur riskini almamamız lazım. Firmalarımıza hedge sisteminin anlatılması gerekir. Forex yöndemi de bunlardan biri" diye konuştu.

Toplantı sonunda bazı firma yetkilileri de deneyimlerini anlattı. Süvari Hazır Giyim yetkilisi beklenmedik krizler karşısında, "tefekkür, tevekkül ve tebessüm" süreci içinde olduklarını söyledi. Toplantı sonunda Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) ve İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) Yönetim kurulu Üyesi Ümit Özüren ve Osmanbey Tekstilci İşadamları Derneği (OTİAD) Hikmet Ünal, sektörü ve döviz kuru riskini değerlendirdiler.

 

Diğer Haberler